BANÜ İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Gökhan Orhan ve Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Sinem Atay’ın da içinde bulunduğu öğrenci, öğretim üyesi, basından katılan dinleyiciler 29 Mayıs 2025 Perşembe günü, İİBF Toplantı Salonunda gerçekleştirilen Kolokyum da YL Öğrencilerinin tezlerini ilgiyle dinledi. Kolokyumun moderatörlüğünü Dr. Öğretim Üyesi Elmas Yelkesen yaptı.
Kolokyum da sunulan tez konularının özetlerini aşağıda veriyoruz.
İSMAİL ARIKAN: ADLİ KOLLUK YAPILANMASI: TÜRKİYE’DE MEVCUT DURUM VE TARTIŞMALAR
Türkiye'deki adli kolluk yapılanması ve bu yapının genel kolluktan ayrılıp ayrılmaması gerektiği konusundaki tartışmalar ele alınmaktadır. Adli kolluk, suç sonrası soruşturma işlemlerini Cumhuriyet savcısının denetiminde yürüten kolluk birimidir. Mevcut sistemde adli kolluk birimleri genel kolluk teşkilatlarına bağlı olarak çalışmaktadır. Bu durum, görev çakışmalarına, tarafsızlık sorunlarına ve siyasi etkilere açık bir yapı doğurabilir. Adli kolluğun genel kolluktan ayrılması gerektiğini savunanlar, yargı bağımsızlığı ve insan hakları açısından ayrı bir yapılanmanın önemini vurgulamaktadır. Diğer yandan, ayrılmaması gerektiğini savunanlar, bilgi paylaşımı, görev bütünlüğü ve verimlilik açısından mevcut yapının korunmasını önermektedir. Çözüm olarak, sistemin yeniden yapılandırılması, adli kolluk personelinin uzmanlaşması ve savcılıkla işbirliğinin güçlendirilmesi önerilmektedir.
MURAT AYDIN: İDARİ VESAYET KAVRAMSAL ÇERÇEVE İNCELEMESİ
Bu çalışma, yerel yönetimlerin anayasal sistem içindeki yerini belirleyen iki temel unsur olan idari vesayet ve mali özerklik kavramlarını incelemektedir. Çalışmada, özellikle idari vesayetin önemi ve gerekliliği vurgulanmakta; bu denetim mekanizmasının, üniter devlet yapısının korunması, kamu hizmetlerinin bütünlük ve tutarlılık içinde yürütülmesi ile kamu yararının gözetilmesi açısından vazgeçilmez olduğu ifade edilmektedir. İdari vesayet, merkezi idarenin yerel yönetim kararlarını yalnızca hukuka uygunluk temelinde ve sınırlı biçimde denetlemesine olanak tanır; bu yönüyle mali özerkliği tümüyle ortadan kaldırmaz, aksine yönlendirici ve düzenleyici bir rol üstlenir.
SENA ERYİĞİT: HOLLANDA MODELİNDEN TÜRKİYE’YE BİSİKLET POLİTİKALARININ TRANSFERİ
Bu çalışma, Türkiye’deki bisiklet ulaşımı politikalarının gelişimini ve Hollanda gibi başarılı örneklerden yapılan politika transferinin boyutlarını incelemektedir. Ulaşım politikaları, yalnızca teknik altyapı yatırımlarıyla değil; aynı zamanda kültürel kabul, davranışsal değişim ve yönetişimsel kapasite ile şekillenmektedir. Bu bağlamda, Hollanda’da başarıyla uygulanan bisiklet politikalarının Türkiye’ye nasıl aktarıldığı, politika transferi kuramı temelinde analiz edilmiştir. Bu analiz, Türkiye’de bisiklet politikalarının parçalı kaldığını, Hollanda’daki bütüncül yaklaşımdan ise dolaylı ve gönüllü olarak faydalanıldığını ortaya koymaktadır.
BURHANETTİN TANRIVERDİ : YEREL ÖZERKLİK BAĞLAMINDA YEREL YÖNETİMLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Bu çalışma, Türkiye’de yerel özerklik uygulamalarını Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı çerçevesinde değerlendirmektedir. Yerel yönetimlerin idari ve mali özerkliği incelenmiş; Türkiye’deki mevcut uygulamaların anayasal, yasal ve yönetsel sınırlamalarla karşı karşıya olduğu belirtilmiştir. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı temel alınarak, Türkiye'nin bu şartı ne ölçüde uyguladığı sorgulanmıştır. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı temel alınarak, Türkiye'nin bu şartı ne ölçüde uyguladığı sorgulanmıştır. Çalışma, daha şeffaf, hesap verebilir ve güçlü yerel yönetimler için reform ihtiyacına vurgu yapmaktadır.
HÜMEYRA ÇİFTÇİ: BURSA NİLÜFER BELEDİYESİ ÖRNEĞİNDE YEŞİL ALTYAPI VE MOBİLİZASYON, SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRCİLİK İÇİN ENTEGRASYON MODELLERİ
Bu çalışma, Bursa Nilüfer Belediyesi örneğinde kentsel dönüşüm süreçlerinde yeşil altyapı ve mobilizasyonun entegrasyonunu incelemektedir. Yeşil altyapı; ekosistem hizmetleri, iklim değişikliğiyle mücadele ve yaşam kalitesi açısından önem taşırken, mobilizasyon ise sürdürülebilir ulaşımı destekleyen stratejiler sunar. Nilüfer Belediyesi’nde bisiklet yolları, yeşil alanlar ve toplu taşıma projeleri geliştirilmekle birlikte altyapı, finansman ve farkındalık eksiklikleri önemli sorunlardır. Ulusal ve uluslararası iyi örneklerden hareketle, yerel yönetimlerin kapasitesinin artırılması, mevzuat düzenlemeleri ve akıllı şehir uygulamaları önerilmektedir. Sonuç olarak, yeşil altyapı ve mobilizasyonun kentsel dönüşüme entegre edilmesi sürdürülebilir şehircilik açısından kritik bir adımdır.
OKAN KARAÇİL: POLİTİKA GİRİŞİMCİLİĞİ: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE POLİTİKA DEĞİŞİM KURAMLARI İLE İLİŞKİSİ
Bu çalışma, kamu politikalarının oluşum ve değişiminde etkili olan aktörleri merkeze alarak politik girişimcilik kavramını teorik bir çerçevede ele almaktadır. Politik girişimciler, sorunları fırsata çevirip çözüm önerilerini uygun siyasal ortamlarla buluşturan değişim aktörleridir. Kavramın kökeni ve özellikle Kingdon’un “çoklu akışlar modeli” temel alınarak kuramsal zemini açıklanmıştır. Mintrom ve Norman gibi araştırmacıların katkılarıyla, politik girişimciliğin yalnızca fikir üretmekten ibaret olmadığı; koalisyon kurma, liderlik ve stratejik sezgi gibi unsurlar içerdiği vurgulanmıştır. Girişimciler sosyal sezgi, sorun tanımlama, koalisyon oluşturma ve örnek liderlik gibi boyutlarla incelenmiş; motivasyonlarının ise ideolojik bağlılıktan kariyer hedeflerine kadar çeşitlilik gösterdiği belirtilmiştir. Son olarak, artımlı değişim ve dava koalisyonu gibi yaklaşımlar üzerinden politika süreçlerine etkileri değerlendirilmiştir.
DEVLET MURAD MURADİ: AFGAN DİASPORASININ KÜRESEL YOLCULUĞU
Bu araştırma, Afgan diasporasının tarihsel gelişimini, coğrafi yayılımını ve sosyo-kültürel problemlerini analiz etmekte ve özel olarak Türkiye'deki durumunu ele almaktadır. Diaspora, Afganistan'daki Sovyet işgali, iç savaşlar, Taliban dönemi ve ABD'nin müdahalesi gibi siyasi ve askeri olayların etkisiyle meydana gelmiş ve dünya genelinde İran, Pakistan, Almanya, ABD ve Türkiye gibi ülkelere dağılmıştır.
Afgan diasporası, yeni bir topluma adapte olma sürecinde kimlik çatışmaları, eğitim ve istihdam sorunları ile sosyal dışlama gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye'de Afganlar genellikle geçici koruma statüsü altında İstanbul, Van, Ankara ve Kayseri gibi şehirlerde ikamet etmektedir. Ancak, hukuki belirsizlikler, sosyal hizmetlere ulaşım zorlukları ve ayrımcılık gibi sorunlar öne çıkmaktadır.
Diaspora, anavatanları ile para transferi, kültürel faaliyetler ve dönüş isteği aracılığıyla ilişkilerini devam ettirmektedir. Sonuç olarak, Afgan diasporası sadece bir göç olayı değildir; aynı zamanda kimlik, aidiyet ve mücadele öyküsüdür.
NAZIM TIKNAS: SAĞLIK POLİTİKALARINDA DAVRANIŞSAL İÇGÖRÜLERİN KULLANIMI: ULUSLARARASI DENEYİMLER IŞIĞINDA TÜRKİYE İÇİN POLİTİKA ÖNERİLERİ
Bu çalışmada davranışsal kamu politikaları, bireylerin karar alma süreçlerindeki bilişsel sınırlılıkları dikkate alarak, onları daha sağlıklı ve toplumsal açıdan faydalı tercihlere yönlendirmeyi amaçlar. Bu yaklaşımların sağlık politikalarındaki yeri giderek artmakta, özellikle dürtme (nudge) gibi yöntemlerle bireylerin özgürlükleri kısıtlanmadan davranışları şekillendirilmektedir. Seçim mimarisi, kayıptan kaçınma ve statüko yanlılığı gibi kavramlar üzerinden geliştirilen politikalar, halk sağlığı alanında düşük maliyetli ama etkili çözümler sunar. Türkiye’de ve dünyada kurumsallaşan davranışsal içgörü birimleri, bu yaklaşımın uygulanabilirliğini artırmakta, ancak etik ilkelerin gözetilmesi uygulamanın meşruiyeti açısından hayati önem taşımaktadır.
YADIGAR NAGHIYEV: SOVYET SONRASI AZERBAYCAN’IN SİYASİ YAPISINDA YAŞANAN DÖNÜŞÜMLER VE SÜREKLİLİK (1991-2024)
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Azerbaycan, bağımsızlığını ilan ederek köklü bir siyasi dönüşüm sürecine girmiştir. Bu dönemde tek partili Sovyet sisteminden çok partili bir yapıya geçiş, yeni anayasanın kabulü ve devlet kurumlarının yeniden inşası gibi önemli adımlar atılmıştır. Ancak bu dönüşümlerle birlikte, siyasi liderliğin sürekliliği, petrol gelirlerine bağımlılık ve bölgesel çatışmaların (Dağlık Karabağ sorunu gibi) siyasi istikrar üzerindeki etkisi gibi Sovyet döneminden miras kalan bazı süreklilikler de gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, Azerbaycan'ın siyasi yapısı hem Batılı demokrasi modellerine uyum çabasını hem de kendine özgü tarihi ve jeopolitik koşulların getirdiği dinamikleri bir arada barındıran karmaşık bir yapı sergilemektedir.
Böyle akademik ortamların üniversitemizde düzenleniyor olması kentimiz ve genç uzmanlarımız açısınsan çok faydalı
Yüksek lisans dönemimizde bizimle çok ilgili olan ve her aşamada tam destek yanımızda olan hocalarımıza teşekkür ederiz.