İKLİM ACİL DURUMU VE ARTAN TEHLİKELER
İklim değişikliğinin etkileri çevremizi hızla yeniden şekillendiriyor ve doğal afetlerin hem sıklığında hem de yoğunluğunda artışa yol açıyor. Her yıl yeni rekorlar kırılmakta ve 2024 yılı şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olarak kayıtlara geçmiştir.
- Tropikal fırtınalar ve kasırgalar
- Yükselen deniz seviyesi ve kıyı su baskınları
- Orman yangınları ve şiddetli sıcak hava dalgaları
- Yoğun yağış, sel ve uzun süreli kuraklıklar
Bu felaketlerin etkileri, toplumlar üzerinde uzun vadeli sonuçlar bırakıyor. Özellikle yoğun nüfuslu kıyı bölgeleri, okyanus dalgaları ve su baskınları nedeniyle artan risk altındadır. Her bölge farklı bir afete maruz kalabiliyor.
ERKEN UYARI SİSTEMLERİ HAYAT KURTARIR
Erken uyarı sistemleri, afetlere karşı koyma kabiliyetimizi arttırmak için elzemdir. Raporlarda yatırılan her bir kuruşun on katı gibi kayda değer bir getiri sağladığı vurgulanmaktadır. 'Herkes için Erken Uyarılar' girişimi hayat kurtarma ve toplum direncini artırma konusunda önemli iyileştirmelere yol açıyor. Bununla birlikte, farkındalığı artırma ve halkı eğitme çabaları hala eksiktir, çünkü birçok kişi kayıtsız kalmaktadır.
Aşırı sıcak hava dalgaları son yıllarda en acil doğal afet tehditlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. COP29'da yeni iklim finansmanı hedefleri ön plana çıktı. Azerbaycan'ın Bakü kentinde düzenlenen bu konferans, yaklaşık 200 ülkeyi bir araya getirerek, gelişmekte olan ülkelere yönelik finansmanın önceki hedef olan yıllık 100 milyar ABD dolarından 2035 yılına kadar 300 milyar ABD dolarına çıkarılmasına yönelik tarihi bir anlaşmayla sonuçlandı. Bu pastadan faydalanmak için bu konuyu yakından takip edip gerekli girişimleri yapmak gerekiyor
DOĞAYLA UYUMLU ÇÖZÜMLER
Hidrometeorolojik afetlerin etkilerini azaltmak için yenilikçi doğa temelli çözümler aranmaktadır. Yeşil çatıların ve şehir tarımın uygulanması, şehirlerdeki ısı adası etkisinin hafifletilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, ağaçlandırma ve doğal peyzaj, sel ve toprak kaymalarının önlenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Yağmur suyu hasat sistemleri su kaynaklarımızın korunması için elzemdir.
Cadde ve sokaklardaki ağaç yalakları birer yağış suyu depolama için yapılandırılabilir. Ağaç yalaklarında biriktirilen sular yer altı suyunu besler ve sel oluşumunu azaltır. Bu girişimler sadece afet risklerini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda biyoçeşitliliği artırır ve karbon emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli bir katkı sağlar.
DAHA DAYANIKLI BİR GELECEK İÇİN BİRLİKTE HAREKET EDELİM
İklim değişikliğiyle mücadelede he ne kadar gelişmiş ülkeler birimci derece sorumlu ise de hepimizin bir rolü olabilir. Şahıslar, bilim insanları ve hükümetler olarak el ele vererek daha güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz. Erken uyarı sistemlerinin yaygınlaştırılmasına katkı sağlayabiliriz.
Gelecek nesilleri korumak adına tüketim alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz, israfları azaltabiliriz, varlık yönetimi yapabiliriz. Dünya Meteoroloji Günü sebebiyle bu hafta daha fazla evlerimizde, işyerlerimizde ve bilhassa okullarda israfları azaltma ve kaynakları verimli kullanma konusunu masaya yatırabiliriz. İklim ile mücadele konusunda çok farklı proje ve ticari kolaylaştırıcı teşvikler var. Biz niye bunlardan istifade etmeyelim?